Kapak Resmi

Kapak Resmi

30 Aralık 2014 Salı

Restaurant 1741 - Strasbourg - FRANSA

Strasbourg gezimizi, Alsace bölgesinin ünlü Fransız şefi Olivier Nasti'nin ''1741'' adlı Michelin yıldızlı lokantasında sonlandırdık..

Gastrominin en üst seviyesinde bulunan Michelin lokantaları sundukları mükemmel yemek, servis ve şaraplar yanında  ufak fakat akılcı ayrıntılar ile de akılda kalıcılık yaratmayı çok iyi biliyorlar..
Daha lokantanın ahşap kapısını açmak üzere demir kulpunu tuttuğumda kulpun özel bir sistemle ısıtıldığını fark ettim. Giriş kapısı ile iç kapı arasına geçtiğimizde ise bizi, üflenen sıcak hava karşıladı..
Havanın dışarıda 2 C olduğu düşünülürse bu çok güzel düşünülmüş bir detay idi.

Çok kibar bir şekilde ancak asla abartı olmayan bir saygıyla karşılanarak masamıza oturtulduk..
Menü sunuldu, yemekler hakkında ayrıntılı bilgi verildi; aperatif soruldu biz de Alsace bölgesinin köpüren şarabından iki kadeh Cremant de Cremant seçtik..

Menü akılcı bir biçimde düzenlenerek herkese kendi tadım menusunu yaratma imkanı sağlıyordu. 

Köpüren şaraplarımız ile birlikte bir Michelin klasiği olarak amuse bouche ikram edildi..
Elinde bir ansiklopedi kalınlığında şarap listesi olan sommelier, şarap seçimi için yanıma geldi. Listede Fransa'nın tüm bölgelerinden şaraplar en ucuzu 35 Euro ve en pahalısı 900 Euro olarak bölgelerine göre listelenmişti..
Sommelier müşteriye asla tepeden bakmayacak bir şekilde sorularıma saygıyla cevap verdi ve yine  illa şunu için, bunu tavsiye ediyorum şeklinde yönlendirme yapmadan kendi fikrini anlattı..
Sonunda bir Bourgogne 2010'da karar vererek anlaştık :) Bana şarabı beğenmediğim taktirde değiştirme için çekinmememi söyledi..Hizmet, servis işte budur!!

Yemeğe başlangıç olarak Alsace bölgesinin meşhur foie gras (kaz ciğeri) ve coquille st.jaques (istiridye) ile başladık..
Devamında mavi ıstakoz yanında bal kabağı milföy ve füme alabalık tabağı ile devam ettik..
Ana yemek olarak kuzu madalyon yanında doğal mantarlar ve kestane soslu geyik budu seçmiştik..

Tercihimi tatlıdan yana değil yöresel peynirlerden yana kullandım, büyük bir tepside gelen yaklaşık on çeşit peynirin hepsinden de tatmak istediğimden  ufak parçalar kestirdim..Eşim de uc grand crus çikolatalı yanında cacao sorbet ile sunulan bir tür milföy sipariş etti..

Tüm bu muhteşem yemek ritüeli üç saat sürdü ancak zaman o kadar güzel ve keyifli akıp geçti ki saati ancak çıkarken fark ettim..


Michelin standardı lokantalarda genelde 30-50 kadar müşteriye hizmet edilirken personel sayısı özellikle mutfakta bunun tersi orantıda olarak ortalama 10 kisi oluyor..Haliyle fiyatlar yüksek ancak alınan hizmet kalitesi ve yemeklere göre asla pahalı değil ve aradan yıllar geçse de insanda unutulmaz deneyimler olarak kalıyor..

Kuzu Madalyon
Kestane Soslu Geyik Budu, Doğal Mantarlar ile
Amuse Bouche





Peynir Tabağı













Fransız Şef Olivier Nasti



Lezzet: 10/10
Servis: 10/10
Atmosfer: 10/10
Fiyat: 10/10
Sonuç: 10/10

25 Aralık 2014 Perşembe

Mehmet Emin Ciğer & Kebap - Küçükbakkalköy - İSTANBUL

Mehmet Emin Beyin davetlisi olarak, yine bir #KanGurular organizasyonunda buluştuk. Mekan Ataşehir ile Küçükbakkalköy arasında Novada Alışveriş Merkezi ve Ataşehir evlendirme dairesine yakın bir lokasyonda... Mehmet Emin Bey işine özenli naif bir beyefendi. Bir kaç aydır hayatta olan bu mekanı belli kalite standartlarını arttırarak muhafaza etmeye ve büyütmeye kararlı. Kendisinin de ifadesiyle iddalı oldukları konu Ciğer, bu doğrultuda en çok satan ürünü de... Bunun yanında kebap çeşitleri ve tadımlık mezeleri de bulunuyor. Bu akşam ciğer, adana, kuzu şiş, tavuk şişten oluşan tadımlar yaptık. Ciğer iddialı olunduğu kadar var, kuzu şişi de aynı derece başarılı buldum. Adana ve tavuk şiş için biraz daha yoğunlaşmak gerekebilir. Mezeler genelde başarılı, gerek kebaplarda gerekse mezelerde baharat tercihini yeniden değerlendirmesini öneririm, bu şekilde biraz daha farklılık kazandırabilir. Şalgam ve Ayran tercihleri oldukça yerinde; Şalgamda Ali Göde, Ayranda Eker Şişe ayran çalışılıyor gayet başarılı. Yemek sonu ikram edilen irmik helvası lezzetli olmakla beraber içindeki dondurmayı çok başarılı bulmadım. Son olarak kapanışı her zamanki gibi çay ile yaptık, daha sıcak ve demini daha iyi almış bir çay mekana artı katar... Tavsiyelerimizi değerlendireceğine emin olduğum Mehmet Emin Bey ve bu akşamın organizasyonunda emeği geçen Alp Mete arkadaşıma da onunla birlikte teşekkür ediyorum... #KanGurular Erdinç B.


Dün akşam mekan sahibi Mehmet Emin Bey'in davetlisi olarak KanGurular olarak mekandaydık. Novada AVM'ye yakın, ana cadde üstünde. Mekan,öncelikle ciğer konusunda iddialı. Grup halinde olduğumuz için tüm çeşitlerden oluşan karışık tabak yaptırdı bize. Önden gelen söğüş ve ızgara soğan, patlıcan salatası, turşu, ızgara domates, acılı ezme genel olarak lezzetli aperatiflerdi. Patlıcan salatada yoğurt miktarı azaltılırsa köz patlıcanın lezzeti daha çok öne çıkar. Şalgam suyu Adana'dan geliyor. Eker şişe ayran bulunması yine az bulunan bir özellik. Adana, kuzu şiş, ciğer ve tavuk şişten oluşan lezzetlerden ciğer hariç hepsini denedim. Ciğer sever arkadaşların genel olarak ciğeri beğendiler. Diğer lezzetlerde güzel pişirilmişti. Adana kebabın tuz oranı bir miktar azaltılırsa bence daha da iyi olacak. Klasik sunum tabaklarında etin yanı sıra baharatlar için de tabakta yuvalar yapılmış. Görsel olarak şık duruyor. Mehmet Emin Bey, işine önem veren ve sosyal medyayı işine yönelik kullanmaya çalışan biri. Mekandaki masaların kenarlarında bulunan şiş yuvaları mantıklı ve pratik bir çözüm. Merkezde yer alan ocakbaşının etrafı bar tabureleri ile çevrilmiş. Bir kebapçıdan beklenmedik şekilde çalan müziklerde epey farklı. Boney M, Dalida gibi sanatçıların klipleri eşliğinde parçalarını ilk kez böyle bir ortamda dinledim. Geçen ağustos ayında açılan mekan şimdiden bir müdavim kitlesi edinmiş kendisine. Özellikle civarda oturanlar için cazip bir seçenek olabilir. #KanGurular Erşen T.


Kangurular olarak dün akşam mekandaydık. 3 ay gibi çok kısa süre önce açılan bir restoran. Sahibi Mehmet Emin bey restorana kendi ismini vermiş. Kendisiyle kısa süre sohbet etme imkanı bulduk iyi bir esnaf bence. Başarıya giden yoldaki parametreleri iyi biliyor. İyi malzeme, ustalık, müşteri memnuniyetine odaklanmak ve müşteri gözünden bir işletmeyi değerlendirip gerekli faaliyetleri yürütmek. Mekanın adında anlaşılacağı üzere ciğer şiş konseptli bir yer. Deep freeze girmemiş taze kuzu ciğerinden yapılan ciğer 5 yıldızı hak ediyor. İstanbul'da yediğim birkaç iyi ciğerden bir tanesi olarak yerini aldı. Ortaya aldığımız karışık kebapta kuzu şiş, Adana kebap, Tavuk şiş ve ciğer şiş vardı. Adana kebap lezzetli ama tam urfa yada adana usulu olmamış 4 yıldız, sanki biraz şiş köfte gibi idi. Kuyruk yağı ayrıca katılırsa sanırım daha da güzel bir kebap olacak. Ortaya gelen mezeler ve salataları da beğendim. Öne çıkan unsurlar ciğer şiş, Ali Göde'den şalgam getirtmeleri, eti zırh ile çekmeleri, ciğerin güzel bir şekilde sunumu ve el havlusu vermeleri. Tatlı olarak dondurmalı irmik denedik ancak bu 3 yıldızlık. İrmik konusunda kendilerini geliştirmeleri gerekiyor.Müşterileri öğlen o civardaki beyaz yaka personel, akşam da Ataşehir'deki aileler. saat 22.00'ye kadar açıklar.Misafirperverliklerinden dolayı Mehmet Emin beye ve ekibine teşekkür ederim. Aylar sonra tekrar gittiğimizde aynı hatta daha iyi durumda görmeyi beklediğimiz bir işletme. Ciğer şişin porsiyonu 22 TL. Fiyat biraz yüksek gelebilir ama İstanbul'daki iddialı ciğercilerde de aynı fiyat yanında da 3-4 çeşit salatası oluyor. #KanGurular Murat G.


Bir davet uğruna düştük Ataşehir yollarına, bir iki arkadaşında tavsiyesini alınca denemek farz oldu. Mehmet Emin Ciğer &Kebap. Ataşehir de Dilek Sabancı caddesinde Novada Avm ye Ve Hacı Başar kebap'a çok yakın. Yolunuz bu civarlara düşerse gönül rahatlığıyla deneyebilirsiniz. Ortaya karışık ızgaralarından sipariş ettik öncesinde gelen başlangıç salataları patlıcanı ,ezmesi közlenmiş soğanı çok taze ve lezzetliydi. Mehmet Emin bey'e sorduğumuzda malzemelerin ve etlerin seçimini kendilerinin yaptığını kontrolün kendilerinde olduğunu söyledi. Denediğimiz kebap ve ciğer çeşitlerinden özellikle ciğeri ben daha başarılı buldum. Kuzu ciğeri kullanıyorlarmış. Porsiyonunda 10 şiş varmış garnitürle lavaşla beraber 22 TL. Ali Göde şalgamı kullanmalarıda artı puan aldı. Oturduğumuz masa ahşap piknik masası tipindeydi kullanışlı ama çok rahat değildi mekanın iç alanı dışında 50 m2 kadar da bahçe bölümü var biz kalabalık olduğumuz için iki masa birleştirmek istedik bunuda bahçe bölümünde yapabildik.Bahçe bölümü klimayla ısıtılıyor ve her yeri kapalı olduğundan kış aylarında da rahatlıkla tercih edilebilir. Yemek sonrasında çay ikramı bolca yapıldı sağolsunlar. Bu arada tatlı olarak dondurmalı irmik tatlısına yönelmişler bence de çok isabetli olmuş. Daha da iyi olacağına eminim.Mekan açılalı 3-4 ay kadar olmuş bu çizgiyi dahada ileri taşırlarsa iyi bir marka oluşturabilirler. #KanGurular  Fuat Ş.



Mehmet Emin beyin KanGurular gurubunu özel olarak davet etmesi, ağırlaması bizler için hoş bir lezzet etkinliği oldu. Ben bu mekana daha önce de gelmiş ve iyi intibalar ile ayrılmıştım. Mehmet Emin beyin, yine tüm ürünler hakkında bilgi vermesi, kalite standartlarını daha yükseklere taşımak istediğini belirtmesi mekan için artı puan. Kullanılan ürünler hakkında daha önce bilgi vermiştim. Mekan hakkında diğer KanGurular üyeleri de yorumlarında yer verecektir. Mehmet Emin bey misafirperverliği ile kullandıkları ürünleri yörelerinden getirtip en doğal halleriyle sunumları ile, hijyene verdiği önemle dikkat çekiyor. Nazik daveti için teşekkürler. #KanGurular  Ali A.


Ocak başında ciğer zamanı... Ciğer ve kebap harika. Ayran ve şalgam da iyi yerlerden seçilip sunuluyor. Ocakbaşının tarzı tasarım olarak güzel düşünülmüş. Temizlik, servis ve lezzet olarak gayet iyi bir mekan.#KanGurular  Alpaslan K.


Zaman içerisinde gittikçe lezzet kalitesini artıran Mehmet Emin, Ciğerde yakaladığı lezzeti, sanıyorum diğer kebap çeşitlerinde de, en kısa zamanda yakalayacaktır. Her gittiğimde lezzet olarak daha da iyiye giden Mehmet Emin'de, özellikle yemek sonrasında sunulan dondurmalı irmik helvası için yer bırakmanızı öneririm. #KanGurular  Alp Mete E.


Mehmet Emin Ciğer & Kebap'ın davetiyle KanGurular olarak mekanda hazır bulunduk. Mehmet Emin Bey ile hem sohbet ettik hem de sunduğu lezzetlerini tattık. Esas işi müteahhitlik olan Mehmet Emin Bey, böyle bir mekan açmaya karar vermiş ve bu sektörde de işini iyi yapmaya çalışıyor. Malzemeleri mümkün olduğu kadarıyla iyi yerlerden seçmeye çalışıyor zaten bu özen, lezzetlerde de kendini hissettiriyor. Önden mezeler servis edildi. Bunlar arasında yoğurtlu patlıcan ve ezme başarılıydı. Köz soğan salatasını görünce sevinmiştim fakat maalesef istediğim kıvamda değildi, fazla diri kalmıştı. Alkollü içecek bulunmuyor. Şalgam suyu markasının Ali Göde olduğunu duyunca çoğumuz şalgam suyu tercih ettik. Acılı şalgam suyu fena değildi. Ana yemek olarak ortaya karışık kebap geldi. Adana sıkı ve biraz fazla tuzluydu. Et şiş fena değil, çöp şiş biraz daha lezzetlendirilebilirdi. Ciğer lezzetli ve tam kıvamındaydı. Kendilerinin de en iddialı oldukları ciğer tüm masa tarafından da beğenildi. Ciğer kendinden kimyonlu geliyor, sevmeyenler pişmeden önce mutlaka uyarmalı. Yemeğin üstüne dondurmalı irmik geldi, ben başarılı buldum. Üstüne bol bol çayımızı içerek tadımımızı sonlandırdık. Ciğer dışındaki kebaplarını biraz daha geliştirmeleri gerekiyor. Şu haliyle ciğer ve dondurmalı irmik tatlılarını tavsiye ederim. Yakın bir zamanda ciğer için tekrar gitmeyi düşünüyorum...#KanGurular  Gültekin U.




Karışık Kebap (Ciğer, Çöp Şiş, Kuzu Şiş, Tavuk Şiş, Adana Kebap)

Sumaklı Soğan, Köz Soğan, Yoğurtlu Patlıcan, Ezme, Domates Biber Izgara, Yeşillik, Mevsim Salata

Ciğer ve Tavuk Şiş
Acılı Şalgam Suyu
Dondurmalı İrmik Tatlısı 




Notun Değerlendirmesi:
0 - 5      Bizce Gitmeyin
5 - 6      Pişman Olabilirsiniz
6 - 7      Ortalama Mekan
7 - 8      Gidilebilir
8 - 9      Bizce Gidilir
9 - 10    Mutlaka Gidin

23 Aralık 2014 Salı

Hayal Et Kebap House - Reşitpaşa - İSTANBUL

Sisli bir İstanbul akşamında tadım uğruna yolumuzu buraya düşürdük. Mekan çok eski değil ama dekorasyonu görünce tam olarak oturmadığını hissettim. Alan ferah ve objeler şık olsa da tam bir uyum yok. Hafif bir kimlik bunalımı yaşıyor sanki. Farklı bir dokunuşla çok daha iyi olabilir. Mekanın davetlisi olarak yaptığımız tadımda önden muhammara, şakşuka, yoğurtlu patlıcan salatası ve klasik yeşil salata geldi. Bunların içinden muhammara kıvamı ve lezzetiyle öne çıktı benim için. Ardından birer parça antrikot ve kebap servis edildi. Kebabı pek beğenmedim ama antrikot güzeldi. İsteyenlere verilen Barudi 2012 syrah şarabıyla güzel gitti. Tatlı olarak ortaya gelen künefe farklıydı. Çünkü peynir olarak mozzarella kullanılmıştı ve çok yakışmıştı. Meyve tabağındaki elma dilimlerine kahve serpilmişti. Bu ilk kez gördüğüm bir uygulamaydı. Mekanın konumu kısmen sapa kalıyor. Ulaşımı kolay ancak çok göz önünde de değil. Menü fiyatları uçuk değil. Uzun vadede şubeleşmeyi de düşünüyorlar. Ancak öncelikle tasarım konseptini oturtması lazım. Ayrılırken mekandan bir kavanoz çıtır kabak tatlısı aldım. #KanGurular  Erşen T.

Dün akşam KanGurular olarak mekandaydık. Yeri Borsa İstanbul'un hemen arkasında. Cafe olarak başlamış sonra kebap ve şimdide steakhouse konseptine dönüyor. Etleri Karkas Kasaptan alıyorlarmış ki çevrede bilinen iyi bir kasapmış. 220 gr 'lık orta az pişmiş bir antrikot ve Adana kebap aldık bir parça.Tatlı olarak Künefe ve meyve tabağı geldi. Antrikotu beğendim gayet güzeldi.Marine edip pişiriyorlarmış.Adanayı beğenmedim maalesef çok ağır bir tadı vardı. Künefeye mozerella peyniri koyduk dediler ama bu peynirle künefe yapılmıyor bildiğim kadarı ile :) Künefe de dişe dokunur değildi.Mezelerden şakşukayı beğendim. Steak house konsepti tam oturduğunda güzel ürünler çıkacak gibi duruyor. Arkadaşların da bazı tavsiyeleri oldu özellikle tahta kullanımı ve donmuş patates kullanımı ile ilgili olarak. Bunları da not etmeleri önemliydi #KanGurular  Murat G.

KanGurular olarak tadım etkinliği maksatlı mekanda bir arada bulunduk. Akşam saatlerinin özellikle Maslak ve Büyükdere Caddesinin yoğun trafiğine göz kırpan bu lokasyonda günün her saati ulaşımın net bir görüntüye sahip olmaması düşündürücü! Tadım etkinliğimizde bizlere servis edilen antrikot 220 gramlık bir parça idi. Özel isteğimle porselen tabakta servis edildi. Muhitte bulunan Karkas isminde bir Kasap vasıtasıyla temin edilen etlerin o güzel lezzetini yerinde tespit ettik. Müteakiben ise künefe geldi. Künefeyi beğenmedim. Şerbeti yeterli değildi. Sonrasında meyve tabağı servisi yapıldı. Meyveler taze ve lezzetliydi. Elmanın üzerine serpilen kahve yakışmıştı. Menüyü incelediğimde fiyatların uygun olduğunu gördüm. Tuvaletlerinden erkekler tuvaleti arızalıydı. Bayanlar tuvaletinin uniseks olarak kullanıldığını gördük. Kapalı ortamlarda sigara içilmesine müsade ediyorlar. Masamızın belli bir kısmının hava sahasını işgal eden lcd tv nin yüksekliğini kafalara çarpma olasılığı nedeniyle riskli bulduk. Bu durumu işletmeyle paylaştık. Tadım etkinliğimizi, işletmeyle etkinlik sonu yaptığımız sohbet eşliğinde icra ettiğimiz, kritik toplantısıyla bitirdik. Özellikle et servisinde tahta tabak kullanılmaması, donmuş patates kullanılmaması, lcd yüksekliği konularında tavsiyelerimize yönelik notlarını almıştır. Kendisine bu etkinliğin düzenlenmesinde gösterdiği emekten dolayı KanGurular olarak teşekkür ederiz. #KanGurular  Murat U.

Hayal Et Kebap House'ın Yeri Reşitpaşa da Borsa binasına yakın . Akşam trafiğinde Büyükdere caddesinden arabayla gitmek sıkıntılı ya metro yada Etiler ,Baltalimanı sahil yolu tercih edilmeli. Mekan açılalı çok olmamış bazı aksaklıklar olabileceğini tahmin ettik giderken.İşletme sahibi Semih bey yine de özveriyle elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmış. Öncelikle mekana girdiğinizde avizeler, loş ışık, ahşap ve uzun masalar , kenarlarda ve duvardaki şarap, şamdan ve mum objeleri ilk olarak göze çarpıyor. Bu anlamda ortam etkileyiciydi. Lezzet ve fiyat ilişkisi bence dengeli bir parça daha fiyatların uygun olmasını dilerdim. Akşam yemeğinde soframızı antrikot ızgara ve eşlikçileri süsledi. Antrikot orta pişmiş gayet iyiydi içindeki suyunu biraz kaybetmek üzereydi. Eşlikçilerden patlıcan ve muhammara gayet iyiydi muhammarayı biraz zeytinyağıyla kıvamını yumuşatırsanız daha iyi oluyor. Bu mekanın hiç tahmin etmeyeceğimiz tatlısı künefe oldu. İçindeki peynir mozzarella peyniriymiş. Şerbeti az ama lezzeti başarılıydı. Yemeğin yanında Barudi Shiraz şarabı tercih ettik şişesi 60 TL kadeh 16 TL Antrikot 35 TL. Bu fiyatlar kimi yerlere göre uygun kimi yerlere göre pahalıydı bence. Bu civarda olanlar için alternatif olabilecek bir mekan. #KanGurular  Fuat Ş.

KanGurular olarak mekanın nazik daveti üzerine gittiğimiz Hayal Et House'da izlenimlerim Ersen T. , Fuat Şimşek, Murat G. ve Murat U. isimli arkadaşlarımın yorumlarına paraleldir. Bizleri ağırladıkları için kendilerine teşekkür eder, başarılar dilerim. #KanGurular  Erdi K.

Öncelikle KanGurular grubunun bir üyesi olarak, mekanın nazik daveti için teşekkür ederim fakat benden daha önce mekan hakkında objektif yorumlarını yazan ve bunun sonucunda mekan sahibi tarafından hak etmedikleri cevapları aldıkları için de mekan sahibinin tavrını uygun bulmadığımı belirtmek istiyorum. KanGurular grubuna davet geldiğinde mekanı uyarmıştık. "Biz piyasada bulunan diğer gruplara benzemeyiz, ne tadıyorsak onu yazar ve puanlarız. Kendinize güveniyorsanız çağırın." demiştik. Sonuç olarak tattığımız yemeklere göre yorumlarımızı yazıp, puanlarımızı verdik. Mekanın iç ortamı hafif ışıklarla ışıklandırılmış ve loş. Şarap içilen bir mekan olduğu için bu şekilde ışıklandırılmış. İç dekorasyon bence de biraz düzenlenmeli. Önden gelen muhammara, şakşuka ve salata lezzet olarak ortalamaydı. Ana yemek olarak 220 gr. Dinlendirilmiş Antrikot servis edildi. Az orta kıvamda istediğim et, farklı kalınlıkta bir parça olduğu için bazı yerler az orta bazı yerleri ise orta pişmişti. Az orta bölgeler sulu ve lezzetliydi. Etin kalitesi iyi, bence pişerken veya sonra, müşteriye sorularak tuz ve karabiber ile lezzetlendirilebilir. Ufak bir parça gelen Adana Kebabın lezzeti iyi değildi. Yemeklerin üzerine mozzarella peynirli künefe ve meyve tabağı ikram edildi. Cesur bir deneme olan mozzarella peynirli künefeyi beğendim. Etlerin yanında Barudi Kırmızı şarap aldık, tadı fena değildi. Büyük şişe şarap 60 TL'ydi bence şarap fiyatları uygun. Sonuç olarak lezzetlerini ve ortamını biraz düzenlerlerse aynı zamanda eleştirileri de dinlerler ise başarılı olacak bir mekan. Yolları açık olsun...#KanGurular  Gültekin U.




Dinlendirilmiş Antrikot (220 gr.)


Şakşuka
Muhammara
Salata




Künefe (Mozzarella Peynirli)
Meyve Tabağı






Notun Değerlendirmesi:
0 - 5      Bizce Gitmeyin
5 - 6      Pişman Olabilirsiniz
6 - 7      Ortalama Mekan
7 - 8      Gidilebilir
8 - 9      Bizce Gidilir
9 - 10    Mutlaka Gidin

10 Aralık 2014 Çarşamba

2014 KanGurular'ın Gittiği Mekanlar İçinde En İyiler ve Hayal Kırıklıkları

2014 En İyi Yerli Restaurant : Neolokal (Şef Maksut Aşkar)
2014 En İyi Yabancı Restaurant : Ristorante Italia Di Massimo Bottura
2014 En İyi Fine Dining Restaurant : Gile Restaurant
2014 Hayal Kırıklığı Yaratan Restaurant : Jamie's Italian

2014 En İyi Steakhouse Restaurant : Bebek Kasap Steakhouse
2014 Hayal Kırıklığı Yaratan Steakhouse : Virginia Angus


2014 En İyi Burgerci : Burger Joint
2014 Hayal Kırıklığı Yaratan Burgerci : Burgerlab, Shake Shack

2014 En İyi Balık Restaurantı : Kosinitza
2014 Hayal Kırıklığı Yaratan Balık Restaurantı : Küçükyalı Balıkçısı

2014 En İyi Sushi Restaurant : Miyabi Sushi
2014 Hayal Kırıklığı Yaratan Sushi Restaurantı : Teppanyaki Alaturka


2014 En İyi Kebapçı : Adanalı Yusuf Usta,Kavak Kebap Salonu
2014 Hayal Kırıklığı Yaratan Kebapçı : Şirvan Kebap

2014 En İyi Coffee Shop : Cup of Joy
2014 Hayal Kırıklığı Coffee Shop : Starbucks,Caribou

2014 En İyi Kafe : Press Karaköy
2014 Hayal Kırıklığı Kafe : Dem Cafe

2014 En İyi Pizzacı : Miss Pizza
2014 Hayal Kırıklığı Pizzacı : Bafetto Pizza

2014 En İyi Dönerci : Bayramoğlu Döner
2014 Hayal Kırıklığı Dönerci : HD Döner

2014 En İyi Fransız Restaurant : La Brise
2014 Hayal Kırıklığı Fransız : Fauchon

2014 En İyi Meyhane : Asmalı Cavit

2014 Hayal Kırıklığı Meyhane : Patara

2014 En İyi İtalyan Restaurant : Da Mario
2014 En İyi Yeni İtalyan Restaurant : La Trattoria, Casa Caffe Ristorante
2014 Hayal Kırıklığı İtalyan : Eataly

2014 En İyi Serpme Kahvaltı : Kale Cafe,Görkem Kilis Sofrası
2014 En İyi Açık Büfe Kahvaltı : Akdeniz Hatay Sofrası
2014 En İyi Brunch : Çırağan Palace
2014 En İyi Karadeniz Kahvaltı : Çay Tarlası

2014 En İyi Vejeteryan Restaurant : Zencefil


2014 En İyi Osmanlı Mutfağı : Asitane

2014 En İyi Wafflecı : Kemal Usta

2014 En İyi Dondurmacı : Girandola

2014 En İyi Pideci : Lider Pide

2014 En İyi Butik Patisserie : Pastel

2014 En İyi Pastane : Baylan Bebek

2014 En İyi Çin Restaurant : Shang Palace

2014 En İyi Rum Meyhane : Karışma Sen Restaurant

2014 En İyi Esnaf Lokantası : Alaturka Lezzet Durağı

2014 En İyi Yöresel Mutfak : Akdeniz Hatay Sofrası

2014 En İyi Teras Bar : Nu Teras

2014 En İyi Yeni Otel : Raffles Hotel

2014 En İyi Şef : Can Oba (Çok Yetersiz Bir Mekanda Harikalar Yarattığı İçin)

2014 En İyi Mekan İşletmecisi : Hasan Emer (Seven Kebap)

5 Aralık 2014 Cuma

Kosinitza - Kuzguncuk - İSTANBUL

Kuzguncuk, Boğaziçi'nin Anadolu kıyısında, Üsküdar, Paşalimanı ile Beylerbeyi arasındaki Boğaziçi’ne açılan bir vadi içinde İstanbul’un Asya kesimindeki ilk Musevi yerleşimi hatta köyü olarak bilinen 3 dinin buluştuğu bir yerdir. Bütün bunlar da doğal olarak Rum, Ermeni, Türk ve Avrupa mutfağını bölgede toplamış, tam manasıyla kültür turizmine ev sahipliği yapabilecek bir potansiyelde olduğunu hepimize hissettirmektedir. Bu lokasyonda "KanGurular" ekibi olarak şimdiye kadar çektiğimiz lezzet fotoğraflarımıza bir yenisini eklemek amacıyla incelemeye karar verdiğimiz Kuzguncuğun eski adını almış bir butik lokantaydı Kosinitza. 

Mekanın iç tasarımı şirin, ticari amaç güdülmeden oluşturulmuş nezih ve sıcak bir ortama sahip olması sadece iç tasarımdan kaynaklanmıyor. Garsonları da bu hususta oluşan etkinin daha üst seviyelere çıkarılması adına iyi niyetli gayret gösteriyorlar. Yemek başladığında yemek öncesinde işletmenin karar vererek oluşturduğu meze gruplarına tanık olduk. Bunlar: Ringa balığı, Mercimekli karides, Levrek pate, Kerevizli karides, Somonlu krep idi. Hepsi çok lezzetli, güzel tasarlanmış sıradışı lezzetlerdi. Yemek tarifleri hemen herkes tarafından bilinen basit bir şey. Ancak herkesin bildiği tarifler her zaman aynı sonucu ortaya çıkarmıyor. Hal böyle olunca ağız tadı hiç değişmiyor. Bunu değiştirebilmek için her zaman yeniliklere açık olmak gereklidir. Bu mekan bu hususta bir tarzı var. Yeniliklere çok açık. Sonrasında önümüze küçük bir kase içinde iskorpit balık çorbası sunuldu. Bu çorbanın sunulma amacı, ağız tadının düzenlenmesi, bir bakıma ağzı sonraki lezzetleri almaya hazır hale getirmek... Çorbanın tuzu eksikti. Deniz tuzu ilavesiyle bunu telafi ettik. İçine biraz da limon suyu katılsaymış daha da güzel olabilirmiş. Masada keyifli yapılan sohbetlerin üzerine gelmeye başlayan yemekler, geçirilen keyifli dakikaların bizde yarattığı etkiyi pekiştiren cinstendi. Bunlar: Karidesli safranlı pilav, Beğendili tereyağında ahtapot, Milföy kaplamalı porçini mantarlı dil balığı (2013 model Urla Sauvignon Blanc beyaz şarap eşliğinde (mutlaka tatmalısınız)). Yemekler harikuladeydi. Herbirini keyifle yerken tatlılarımız hazırlanıyor idi. 

Çok nezih çok tatlı bir ortam mevcuttu. Arada mekan sahibi İbrahim bey masamıza teşrif ederek yemekler ve işletim tarzları konusunda bizleri bilgilendirdi. Bu konuda kısaca bilgi vermek gerekirse, İbrahim bey, 8 senedir bölgede olduklarını, kendilerini, haklarında söylendiği gibi tipik bir Fransız veya İtalyan restorantı olarak görmediklerini, ancak Avrupadaki gördüklerinden aldıkları şeylerin olduğunu ifade etti ve devam etti. 25 yaşında yemek yapma merakından dolayı  ileride açacağı restoranın detaylarını belirlemiş. Bir nevi mekan onun gençlik yıllarının hayalini teşkil ediyor. Tekstil sektöründe Kimya Müh. olarak çalışmasından kaynaklanan tecrübenin özellikle mekanı tasarlama ve işletim faaliyetlerinde ona çok faydalar sağlamış. İleriki dönemlerde retorana gelecek bazı müşterilerden dolayı, menülerinin bir kısmında vegan ürünlere de yer vereceklerini ifade etti. Kullandıkları deniz ürünlerinin taze ve mevsiminde olmasına dikkat ediyorlar ve bu hususta çok titizlermiş. Bu sohbetin sonunda tatlılarımız teşrif etti. Tatlılarımız tadım amaçlı 2 çeşitti: Panna Cotta ve Creme Brulee ydi. Kısaca tatlılar hakkında bilgi vermek gerekirse, Panna Cotta, dağ meyvalarıyla soslanmış süt tatlısı olarak nitelenmekte. Kıvamı, şeker oranı yerinde lezzetliydi. Creme Brulee ise, Fransızca’da “yanık krema”, “Katalan kreması” ya da “trinity kreması” olarak adlandırılmakta. Üzeri sert bir karamel tabakası ile kaplanmıştır. Bu sert tabaka, şekerin tavada karamelize edildikten sonra kremanın üzerine dökülmesi ile oluşturulur. Creme Brulee genellikle kaselerde tek tek ve soğuk olarak servis yapılır. Bu tatlı da harika bir şekilde geldi. Üst karamelize tabakasının yanıklığını ağzımızda hissettik. Çok iyi yapılmıştı. Mekanı lezzet, özel etkinlik ve özel gün meraklılarına mutlaka tavsiye ederim. #KanGurular  Murat U.


Karidesli Safranlı Pilav
Mezeler




Mercimekli Karides, Levrek Pate, Kerevizli Karides, Somonlu Krep
Ringa Balığı
İskorpit Balığı Çorbası
Milföy Kaplamalı Porçini Mantarlı Dil Balığı


Beğendili Tereyağında Ahtapot
Panna Cotta
Creme Brulee






Kuzguncuk'ta küçük bir sokak başında sizi karşılayan mekanda özgün lezzetler var. Grup halinde gittiğimiz için önceden rezervasyon yaptırıp fiks menü için anlaşmıştık. Menü kapsamında balık çorbası, dört çeşit meze, beğendili ahtapot, dil güveç ve 2 çeşit tatlı vardı. Mekan oldukça dar. 20-25 kişi sığabilir en fazla. Dekorasyonu çok sıcak ve keyifli. Lezzetlere gelecek olursak balık çorbası çok az servis edildi (minyatür tabakta porselen kaşıkla) ama güzeldi. Meze çeşitleri domatesli mercimek, karidesli kereviz, somonlu krep ve levrek pate. Benim favori lezzetim somonlu krep oldu. Çok yumuşak ve lezizdi. Ağızda yokoluverdi resmen. Karidesli kereviz de özellikle başarılıydı. Mercimekli meze ilk kez bir balıkçıda karşıma çıktı. Levrek pate çok sade bir lezzetti. deniz mahsüllü pilav biraz yağlı ama çok lezzetliydi. Midye salma kıvamında bir yemek denilebilir. Ardından ara sıcak olarak gelen beğendili ahtapot mükemmeldi. Anında tabak temizlendi. Ana yemek olarak yediğimiz dil güveç biraz fazla kremalı olsa da o da harikaydı. Dil balığı çok sade bir balık olduğu için lezzeti geride kalmıştı. Porçini mantarlı ve dört çeşit peynirli sosu öne geçmişti. Bu lezzetlerin fiyatları haliyle yüksek ama harcanan emek ve lezzetler düşünüldüğünde buna değer. Bu tarz bir yemekle maliyet alkolsüz 100 TL.#KanGurular  Erşen T.



Kuzguncuk şirin yer demiş şair, bu şirin ve özel yerde, özel bir insan ve onun işlettiği özel bir restaurant. Bu özel mekanda gelenekselleşen KanGurular buluşmamız için toplandık. Restaurant küçük 6 - 7 masalı, büyümeyi şubeleşmeyi düşünmeyen az olsun ama öz olsun anlayışıyla hizmet vermeye çalışan bir işletme. İşletmecisi Galatasaray Liseli İbrahim Bey her yönden ilgili, kendi tabiriyle yemeği sevenleri seviyor. Gerek servisi yönlendirmeleri gerekse verdiği hoş sohbet bilgiler güzeldi. Masamızda Ringa Balığı, Levrek pate, somonlu krep, kurutulmuş antep domatesle harmanlanmış mercimek ve portakallı kerevizli karidesden oluşan mezeler vardı. Ringa bizim salamura hamsi gibi tık tık yeniyor. Levrek pate, portakallı karides lezizdi ama ben somonlu krep ve mercimekli domatese bayıldım. Özellikle somonlu krep lokum kıvamındaydı. Balık çorbası adeta bir sos gibi, lezzetli fakat kısa süren yaz aşklarına benziyor :) Deniz mahsulleri pilavı gerek sunuş, gerekse içindeki safranı baskın hissetmemeniz adına oldukça iyiydi. Sıcak ikram edilen ilk defa tatma şansı bulduğum beğendili ahtapot farklı bir deneyim oldu benim için. Milföy hamuru kaplamalı porcini mantarlı dil balığı güveç, gerek sunuş gerekse lezzet açısından oldukça hoştu. İçinde bulunan 3 farklı peynir değişik bir farklılık katıyor. Yemek sonrası panna cotta, creme brulee tatlıları ve çayımız kapanışı yaptırttı. Günümüzün sıradanlığından kurtulmak ve farklı bir damak lezzetine kavuşmak istiyorsanız Kosinitza doğru seçim!... Rezervasyonsuz gitmemeye dikkat edin... #KanGurular  Erdinç B.



Hani eski yeşilçam filmlerinde gördügümüz,ama günümüzde kalmadığını sandığımız,dışarısı buz keserken içerisi sımsıcak olan küçücük lokantalar vardır ya işte gerçekten de öyle bir yer varmış. KanGurular etkinliğimizin son durağı Kosinitza oldu. Adını ilk duyduğumda lüks ve büyük bir mekan sanmıştım ama yanılmışım. İçeriye girdiğimde oldukça şaşırdım çünkü evimin salonu bile buradan daha büyük. Sadece 7 masalı ortada mezelerin bulunduğu bir masa, o kadar bütün dükkan bu ama içindeki muhabbet paha biçilemez. İşletme sahibi İbrahim Bey ile muhakkak sohbet etmelisiniz, kendisi yemek konusunda oldukça iyiydi. Lezzetlerin çoğunu hatta neredeyse tamamını başka yerde bulamazsınız. Açılışta sunulan 4 lü meze somonlu krep,portakallı kerevizli karides,yeşil mercimekli ve levrek pate muhtesemdi.ardından deniz mahsulleri pilavı vardı ki üzeri midye kabuğuyla kaplı,karides kalamar ve safranlı tadına doyamazsınız. Üzeri milföy kaplı içerisinde dil balığı ve 3 çeşit peynir olan karışım da güzeldi. Beğendili ahtapot karışımı da başka bir sürprizdi. Tatlı olarak da panna cotta ve creme brulee de hoşuma gitti. Hesap olarak ise fiks menü 100 er lira ödeyerek ziyafetimizi sonlandırdık fakat fiks dışında fiyatlar birazcık yüksek geldi bana. Eğer özel bir gün planlıyorsanız bu mekanı öncelikli olarak düşünebilirsiniz ama mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız. #KanGurular  Eser Y.



#KanGurular buluşmamız için bu seferki adresimiz Perihan Abla'nın Kuzguncuk'undaki, Kosinitza. Mekan küçük ve samimi tıpkı Kuzguncuk gibi, ismini Kuzguncuk'un eski ismi olan Kosinitza'dan alıyor, konsept olarak Fransız bistrosuyla İtalyan trattoria karışımı demek doğru olur. Sahibi İbrahim Özyürük Bey kimya mühendisliğinden emekli olduktan sonra burayı açmış, bizim için hazırladığı menüyü tatmak için merakla ve heyecanla Kosinitza'nın yolunu tuttuk. Öncelikle menünün sürekli değiştiğini belirtmek gerek, bizim tattıklarımız mezelerden somonlu fümeli krep, kerevizli karides, yeşil mercimekli karides, levrek pate ve ringa balığı. Benim favorilerim somonlu krep ve ringa balığıydı. Arkasından gelen deniz mahsüllü safranlı pilav hem sunum hem de tat açısından gönlümüzü fethetti. Begendili ahtapot iddialı yemeklerinden. Gecenin assolisti porçini mantarlı milföy hamuruna sarılmış güveçte dil balığı genel olarak beğenildi fakat tat olarak herkesin hoşuna gitmeyebilir özellikle krema tadı içindeki diğer tatların biraz önüne geçiyor. Tatlı olarak gelen panna cotta ve creme brulee'den en çok beğendiğim crem brulee oldu. Yediklerimiz için adam başı alkolsüz 100TL ödedik ama her şeyin ortaya tadımlık geldiğini hatırlatmakta fayda var, genel olarak fiyatlar ortalamanın biraz üzerinde. İstanbul'da farklı bir balık ve deniz mahsülleri deneyimi yaşamak isteyenlere kesinlikle tavsiye edilir. #KanGurular  Özgür E.



Kuzguncuk eski evleri ve sıcaklığıyla, İstanbul’da zaman içerisinde bozulmayan nadir semtlerden biri. Ara sokaklarında bir çok sürpriz mekanla karşılaşabileceğiniz bir semt. Hal böyle olunca, bir çok film ve dizide gördüğünüz kareleri, buraya geldiğinizde sizde yaşayabilirsiniz. Kosinitza ise, aynı Fransa’daki küçük restoranların havasını estiren bir balık restoranı. İstanbul genelinde hakim olan Rum meyhanelerinden farklı, Paris’in ara sokaklarındaki bir restoranda olduğunuz hissini uyandırıyor. #KanGurular buluşması olarak seçtiğimiz mekana en son 3 sene önce gitmiştim. O zamandan bu yana mekanda hiç değişiklik olmamış nerdeyse. Zaman zaman değişen menüleri, olabildiğince taze balık ve sebze kullanılarak hazırlanıyor. İbrahim bey, yıllarca tekstil sektöründe çalıştıktan sonra, bir gençlik hayali olarak 8 sene önce kurduğu Kosinitza’yı, bir çocuğu gibi özen göstererek, her detayında çok özen göstererek açmış. Bu tarz mekanların bir hikayesinin olması, beni her zaman heyecanlandırır ve ayrı bir arzu coşku ile giderim. İbrahim beyin kendi seçimleriyle, bizim için hazırladığı menüde ise, giriş tabağında levrek pate, çiğ servis edilen ringa balığı, yeşil mercimekli karides, portakalı kereviz ve somonlu krep vardı. Somonlu krep ve yeşil mercimekli karides, her yerde bulabileceğiniz mezelerden değil. Benim hoşuma giden ise, levrek pate ve somonlu krep oldu. Sonrasında ise, sunumuyla göz kamaştıran, deniz mahsullü safranlı pilavı ise, biraz yağlı bulmakla beraber, çok güzeldi. Genellikle safranla hazırlanan yemeklerde, safran az ya da çok olur. Bunun neticesinde ya hiç anlamaz yada çok hissedersiniz. Buradaki pilavda ise, çok dengeli ve pilavın lezzetine lezzet katan bir tattı. Ana yemek olarak, yine buraya özgü sunumuyla bizleri heyecanlandıran, milföy hamuru içerisinde, porçini mantarlı, 3 çeşit peynirli, kremalı dil balığıydı. Kremasının fazla bulduğum yemekte, porçini mantarı ve peynir tatları baskındı. Göz kamaştıran sunumuyla, buraya gelecekler için atlanmaması gereken bir lezzet. En son tatlı olarak bir İtalyan tatlısı olan panna cotta ve Fransız tatlısı olarak bilinen, ama aslında bir İngiliz tatlısı olan crem brulee yedik. Sufle tabaklarında servis edilen crem brulee’yi, panna cotta’ya göre daha çok beğendim. Her iki tatlıda, aslında kremasının kalitesinde olsa gerek, ortalamanın üzeri olarak değerlendirebiliriz. Ama hemen hemen balıkçıda olan, helva, şerbetli tatlılardan farklı bir şey yaparak, bize farklı bir mekan olduğunu yemeğin sonunda bir kez daha hissettirmesi hoştu. Fiyat olarak genel olarak bağlı bulduğum bir mekan burası. Servis edilen her meze ve masaya oturuş şeklimize göre 4 böldük. Aslında tüm sunulanlar 2 kişilikti.Bir çift olarak gelir ve 2 kişi üzerinden hesap öderseniz, masada alacağınız bir şarapla, adam başı 150-160 tl den az ödemezsiniz. Yine de farklı bir şeyler yapmaya çalışan İbrahim beyin eline yüreğine sağlık. #KanGurular  Alp Mete E.



KanGurular etkinliginde dizilere sahne olan, Istanbulda bozulmadan kalabilen nadir Bogaz semtlerinden Kuzguncuk Kosinitzada (Kuzguncuk'uneski adi) bulustuk.Kozinitsanin kapisindan adim atar atmaz yabanci filmlerin lokanta sahnelerinin cekildigi studyolarindan birine geldim zannedebilirsiniz.Sizi karsiliyan sicak bir ortam var.Mekan sahibi Ibrahim Ozyuruk bey semtin sanatsal ortamini menulerinede tasimis.Restaurantin tam ortasinda hergun taze ve mevsime uygun olarak hazirlanan meze bufeleri var.Biz onceden rezervasyon yaptigimiz icin mezelerimizde belirlenmisti.Serpme olarak;kurutulmus domates ve yesil mercimekli karides.portakal soslu kerevizli karides, levrek pate ve ispanakli somonlu roll krep vardi.Mekana ozel bu mezeler sanki arkadan gelecek degisik lezzetlerin mujdecisiydi.Herzaman olmayan iskorpit corbasinida KanGurular gurubumuz icin tadimlik hazirlamislardi.Sicaklara gelindiginde; Cok ozel sunumlu "Kosinitza deniz mahsulleri pilavi" servis edildigi istiridyenin altindaki gibi gizemliydi.Bu pilavda; karides, midye, kalamar, ahtapot ve mevsimine gore deniz kereviti de denilen Langoustine kullaniyorlarmis.Icine az miktarda Iran safrani,zerdecal ve cesitli baharatlar ve bol sogan kullanarak yapilan bu pilavda farkli bir lezzetti.Arkadan gelen begendili ahtapotda baska bir guzellikteydi.Sirada ana yemek olarak sunulan yine Kosinitzaya ozgu "Milfoy kaplamali porcini mantarli dil baligi guvec vardi.Masaya getirilisiyle, sunumuyla tam bir showdu.Porcini mantari, eski kasar,rokfor ve parmesan kullanilarak yapilan bu ozel yemegin sosundada krema, beyaz sarap ve cokazda zencefil ve karabiber ve deniz tuzu kullanilmis.Uzeride de Fransadaki seflerinde kullandigi gibi milfoy hamuru ile kaplanmis.Vedat Milorun damak catlatan lezzet,nefes kesen bir lezzet dedigi bir yemek.Finaldede Orman meyveli PannaCotta ve Creme Brulee vardi.Kosinitza yi ozel gunleriniz icin iyi bir alternatif olarak dusunebilirsiniz.Rezervasyonsuz gidilmemesi, birinci fotograftaki sirin koseyi tercih edersenizde enaz 4 kisilik rezervasyon yaptirmaniz oneriliyor. KanGurular gurubumuz icinde anilara yazilan guzel bir aksam oldu. #KanGurular  Ali A.



Koisinitza , yorum kattığı deniz ürünlerini şarap eşliğinde içilebilir kılan şehrin tek Fransız Balık Lokantası. KanGurular olarak 02 Aralık 2014 akşamı mekandaydık. Toplasan 20-25 kişi anca alır. İçeri adım attığınız anda kendinizi farklı bir ülkede zannedersiniz. Yemeğin başından sonuna seviyeli bir servis aldık. Mekan sahibi İbrahim beyin hoşsohbeti yemeğimize eşlik etti. Mezeler günlük ve taze olarak hazırlanıyor ve ortada meze büfesinde sergileniyor. Bizim masanın meze 4lüsü Levrek Pate, Portakal Soslu Kerevizli Karides, Karidesli Yeşil Mercimek ve Somonlu Krep oldu. Herkes favorilerini farklı belirledi. Benimkiler muhteşem lezzetiyle levrek pate ve farklı ikili karidesli yeşil mercimekti. Balık çorbası özel sipariş üzerine hazırlanıyor. Minimal boyutlarda servis edildi tadımlık. İçinde iskorpit balığı vardı ve baharatlarıyla uyumu yerindeydi. İkram edilen çiğ balık ringa güzel bir içki mezesi olabilir, kısa sürede tabaklardan yokoldu. Güveçte Beğendili Ahtapot; daha önce beğendi üstünde et yemeye alışkın olan bir kişilik ( Ben ) için özel ve güzel bir deneyimdi. Deniz Mahsülleri Pilavı gerek sunumu gerekse içindeki deniz ürünleri ( karides, kalamar, midye ) ve safran baharatının kattığı tat ile favori lezzet sayımızı arttırdı. Ana yemek olarak Milföy Kaplamalı Porçini Mantarlı Dil Balığı Güveç ( isme bak, aman Allahım ) servis edildi. Eşsiz bir lezzet. Beyaz şarap, 3 peynir ( rokfor, parmesan ve eski kaşar ) ve krema sosuyla herkese yarımşar porsiyon sunuldu. Normalde iki kişilik hazırlanan bu lezzeti tek başıma gözüm kapalı yerim. Tatlı faslında Creme Brulee ve Panna Cotta sunuldu. İstanbul'un müstesna semti Kuzguncuk'taki bu mekana özel ve güzel günlerde gidilmesini tavsiye ederim. #KanGurular  Erdi K.





Notun Değerlendirmesi:
0 - 5      Bizce Gitmeyin
5 - 6      Pişman Olabilirsiniz
6 - 7      Ortalama Mekan
7 - 8      Gidilebilir
8 - 9      Bizce Gidilir
9 - 10    Mutlaka Gidin